Ziraat Mühendisleri Kadın Emeği ve Tarımdaki Zorlukları Anlattı
Tarımın kronikleşmiş yapısal sorunlarından biri tarımsal istihdam “Mevsimlik Tarım İşçileri” özelinde Eskişehir’de konuşuldu.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, Dünya Çiftçi Kadınlar Günü öncesi Eskişehir’de tarımda kadın emeği ve mevsimlik işçilerin koşullarına dikkat çekti.
Dünya Çiftçi Kadınlar Günü öncesinde TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Eskişehir Şubesi’nde önemli bir basın açıklaması yapıldı. TMMOB ZMO Kadın Çalışma Grubu Başkanı Vuslat Bektaş, Kadın Çalışma Grubu üyesi Ayşe Özdemir, ESOGÜ Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Handan Giray ve TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Selma Güder, tarımda kadın emeği ve istihdam sorunlarına dikkat çekti.

TMMOB ZMO Kadın Çalışma Grubu Başkanı Vuslat Bektaş, yaptığı açıklamada Türkiye tarımının en temel sorunlarından birinin “insan” konusu olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “Eskişehir’e Ankara’dan arkadaşım ile birlikte geldik. Gelme nedenimiz, Türkiye tarımının yapısal sorunlarından belki de en önemlisi olan ‘insan’ konusuna, yani istihdam sorununa dikkat çekmek. İstihdamın güvencesizliği, zayıf ve zor şartları hepimizin malumu. Yarın Dünya Çiftçi Kadınlar Günü etkinliği var. Biz bu etkinlikte daha önce de sahada olduk, açıklamalar yaptık. Ancak bu problemler çözülmüyor, adeta korunuyor.”
TARLALARDA ZOR ŞARTLAR, GÜVENCESİZ YAŞAM
Bektaş, açıklamasında iki gün önce Ankara’nın Sincan ilçesine bağlı Malıköy Mahallesi’nde yaptıkları gözlemleri paylaştı. Bölgedeki kışlık kuru soğan hasadında çalışan kadınların ve çocukların koşullarını anlatarak şunları söyledi: “Kadınların yaş ortalaması 15–55 arasıydı, çocuklar ise 7–15 yaş arasındaydı. Çavuş, çalışanların yüzde 60’ının kadın olduğunu söyledi. Türkiye genelinde de tarımsal istihdamın yüzde 41’i kadınlardan oluşuyor. Ancak bu istihdam tamamen güvencesiz.”
Bektaş, barınma koşullarının da son derece zor olduğunu belirtti. Bektaş; “Biz ‘ev’ demiyoruz, çünkü orası ev değil; barınak diyebileceğimiz geçici yapılar. Naylon brandalarla oluşturulmuş, her yıl yeniden kurulup yıkılan yerler. Yaklaşık 200 kişi kalıyor. Bu kadar insana sadece iki musluk düşüyor. Çöpler barınakların yanında yakılarak imha ediliyor, koku ve duman yayılıyor. Kanalizasyon yok. Her ailenin tuvaleti var ama ne su var ne beton.” sözleriyle durumun vahametini anlattı.

